HOŞ GELDİNİZ

Savran Resimleri Slayt

Savran Sözlük

SAVRAN SÖZLÜĞÜ







-------A------






Ahmın: bozulmuş, eşilmiş yer.


Annaç: yamacı, karşısı


Ağıl:Genelde çobanların arazide kaldıkları zaman, keçi ve koyunlarını korumak ve bir arada tutmak maksadıyla, ağaç dallarından ördükleri cavlık. Hayvanların zıplayıp çıkamayacağı yükseklikte olur ve iki hayvanin yan yana zor geçebileceği bir kapı bırakılır. Kapıya da ayrıca bir kapısalık yapılır.


Allah'a yan bakan : Kertenkele


Ağzı kuyu: yüzüstü


avrat : Evlenmiş kadin,bayan






--------B-----






Bayır: Dik yokuş.


Bazlama:Gözleme


bade : Şarap,içki


ballık : Savran Köyünde yer adı. 2.Bal Konulan Kap


bastık : pestil


bent. : Bağ 2.Suyu biriktirmek için önüne yapılan set


berk : Sert,katı


Bibi: Hala


Bıçkı: Testere


Biz: tornavida ucu


bitdan: Az


bıkkırıcık: çok az


bıldır: gecen yıl


biçare : Çaresi,gariban


bosdan : Sebze bahçesi


buka vurmak : Ağır cezalıların ayaklarına takılıp, ucuna bağlanan demir halka...


buncukmak: Isidan ya da buhardan bogulacak duruma gelmek


Bolkımak : Şimşek çakması.


Börtlemek: Kızartmak, börtlenmek: yanacak gibi olmak.


Bool, booz: Bu sefer










------C-Ç----






çardi: ikinci


çardinin ardı: üçüncü


çardinin ardının ardı: dördüncü


Çomça: kepçe


Cor: laf corcu lafçı


çer: grip


Calba: Süpürge


Çenet: herhangi bir şeyin çatal kısmı.


Cırcır: fermuar


Çalmak: süpürmek


Çapıt: bez parçası


Çalkama: ayran


Cığcıma: Kargaşa


çengitmek : fırlatmak


Çıtanak: ikiz çift.


cağıl cağıl : Suyun yukardan aşağıya dökülürken çıkardığı yansıma ses.


cello : Savran Köyünde yer adı


çırağ : Fitil,kandil,mumu.Çıra


cıncık : Bardak,kadeh,tabak gibi sıradan veya porselenden şeyler, zücaciye


cımak : Tırnaklarıyla çizmek veya hırpalamak. Aslı tırmalamaktır.


Çaman: Et parçası


Çabucak: Alkış.


Cavlak: Bacağın veya kolun çıplak hali


Çemremek: kolunu veya bacağını sıvı bir şeye (su, çamur, hamur) sokmak gerektiğinde, pantolonun ya da gömleğin ıslanmaması veya kirlenmemesi maksadıyla yukarı doğru sıvanması.


çıırmak: Çağırmak


Çimişçimiş: Gövdesi diken diken olmak


Ciğersek: Yavrusuna düşkün kadın


Cip: çok


çimmek :yıkanmak


Cıbıldak: çırıl çıplak


Cüccülü: Serçe kadar olan bir kuş çeşidi.


Cüvelek: Ufak tefek.


Çuveltmek: Bükmek, yamultmak.


Çümbül: Erkek cinsel organı


Cümbütmek: Kesip yere düşürmek


Colap: Su birikintisi


Comuk: Herhangi bir şeyin kesilip yarıya inmesi


Çövdürmek: Ayakta işemek


Çotlamak: Kesip ikiye ayırmak










-------D-----










Dalamak : Köpek gibi saldırmak. (Dalanmak : köpeklerin saldırısına ugramak).


Delanni: Delikanli (genc erkek).


Dığdısının dığdısı: Çok uzak akraba.


Dulda: Gölge.


Duluk: Kapalı alanda gezme.


Dülek: düz yer.


Daptırı yekinmek: acele etmek


damdıra: saz


Dağemek: dikkatle bakmak


Dımılık: Ne sıcak ne soguk, ılıktandan daha ılık.


Didirmek: fışkırmak Damasamak: imrenmek


Dimak atmak: hoşlanmak


dışlık :Canı sıkılmak, yapacak, eğlenecek bir şey bulamamak.


didar : Yüz,çehre










--------E-----






Epcik: Evcilik oyunu.


Evsin : Avcıların avına gözükmemek maksadıyla çalı çırpıdan yaptıkları sığınak.


Emmi: Amca


Ede : Ağabey


Elleam: Herhalde


Encik: Kedi, köpek yavrusu


Evlek: Bir dönüm arazi ya da tarla


ev içeri: kiler


evmek : acele etmek,evecenlik.


















-------F------


Fişkitlemek: kışkırtmak


Fıncıtmak: fırlatmak










-------G-Ğ------






Gabcık: Kabuk


Gaaraşamak: :Toplu birlik hep bir ağızdan konuşmak


Gaklamak: Nacak, baltayla kesmek


Gamga: Yonga, ağaçtan yeni kopmuş ya da koparılmış küçük ağaç parçası


Gayıt çekmek: Kaygılanmak.


Gavlatmak: Kabuğunu soymak.


Gavlak: Kabuğu soyulmuş. Kabuksuz


Gıvrış: Kıvırcık


Gıraan : Kenar


Giyka: köşe


Gidişmek: Kaşıntı


Guyacan: Soğuktan donma, üşüme hali


Gürgük: Çok kısa


Gurk: Kuluçka


Graade: Uygun duruma getirmek.


Gündönderen: Ayçiçeği


Galli: Sincap


ger: cevizdeki ele bulaşan ve elde oluşan siyah renk


temek: damda bulunan ve içerisinden saman dökülen delik.


Gögünmek: Isıdan elbisenin yanar gibi olması


Gömrenmek: mırıldanmak


Gıngıç: Tahatadan yapılan 3-5 m uzunlungunda olan, T seklinde, üstteki uzun ağacın ortası oyuk, alttaki gakkal: sonuncu


dik ağacaın da ucu sivriltilmiş çocuk oyuncağı. Oyunda gırç sesi çıkarır. Her uca birer kişi oturur ve öylece ağaç hızlı bir şekilde döndürülerek oynanır


gömet : Çocuğu olan evin şeker ya da bisküvi türü yiyeceğe verilen ad










----H------






Harar: Büyük çuval


Haşa: Çuval


Hınçalamak: Hırpalamak.


Hedik: Nohut ve buğdayın pişirilerek yapılan bir tür yemek, Diş hediği.


Hicii: Bir delikten veya bir şeyin arkasından gizlice bakmak.


Hımır hımır: Fısıldaşma.


Hında hında: Azar azar


Hor hor hoörmek: Acıyla çığlık atmak


Hülbük: Sürahi Hotdem: Çok akıllı, bilgin


Hobuç : Sırt, Hobucuna almak: sırtına almak.


Hayat:salon


Hinik: sümük


Havakmak: Apse olmak


hemrim: çabuk


hayma : Ağaçlarla yapılmış,üstü dallarla örtülü yer,çadır.


hezen : Toprak ev yapımında dam yaparken orta kısma atılan en kalın ağaç


gövdesi,kiriş.


helgin: Köz alinan metal delikli alet


hicab : Utanma, sıkılma.


himmet : Gayret etmek,çalışmak.


holamak : Köpeğin ya da başka diğer yırtıcı hayvanların insana ya da başka


canlılara saldırması.






----I-İ-----






İşlik: gömlek


Iravandı: Üzüm suyundan yapılmış içeçek


İlerçik: lastik.


İta: koyun postundan yapılmış, açık ekmek yapılırken kullanılan ve tahtanın altına serilen bir tür sofra.


ısan : İnsan


İnam sama: Gökkuşağı


İii: Ne diyorsun?






-----J-K------






Kamga: Eksik olan yapıya agaç parçasını yerleştirme


Kaş: tepeceik


Kaşkalmak: arkaya doğru yaslanmak.


Kopmak: koşmak


Kayım: sağlam


Kuyruğu çiğni : Akrep


kebe: Ceket


Kuzlacı: hamile.


Kıska: soğanın küçüğü


Koksa: süslü


Kuşgana: küçük tencere.


Kümkü: Kambur.


kadem : Ayak, adım Kamer.


Kaleyçi :Aslı Kalayçı. 1.Kalay yapan. 2.Bir tür lakap


kamer : Ay


kamalak : Sonbahardaki Keklik avı


kaymak : Yoğurt üzerinde oluşan kalın,sarı yağ tabakası.


kelaaz: Bir tür "sen de" anlamında ünlem.


kemter : Daha aşagi, aşagida bulunan.


kenger dikeni : Bir çeşit diken türüdür. Dikeni soyulduktan sonra içi yenir ve


Kökünün kaynatılması sonuca doğal sakız elde edilir.


keven : Hayvanlara vermek için ya da yakmak için kullanılan kısa boylu


dikenli bir bitki .


kuymak : Hısır ununun erimiş Tereyağı ile kavrulması, su ilave edilmesi bir


miktar peynir katılması ve bir sure kaynatılmasıyla elde edilir.


külfet : Zahmet, sıkıntı, zorluk, yorgunluk, zorlu iş.


köynek : Elbise, kıyafet, Üst elbisesi.


Kertik: Ağaçlara tırmanmayı kolaylaştırmak için kesici bir aletle ağaç gövdesine açılan yara.


Kemcinsek : ağzın , yüzün herhangi bir nedenle yamulması, bir yana kayması. (Örneğin: ne kemcini yorsun-- Ne ağzını yüzünü büküyorsun. Veya ağzı yüzü kemcinmiş).


Kuyruğu pürçüklü : Sincap.


Kişiflemek: Gizliden takipe etmek, izlemek.










--------L------






lo, loğ taşı :Yollarda,toprak damlada yeri bastırmak veya tarlalarda toprağı ezmek


için gezdirilen taş silindir.










-------M---N---------






Meğersiz: Ukala, bilgiçlik taslayan


Mıncıklamak: Yumuşak bir maddeyi (hamuru veya çamuru) olması gerektiği şekilde bırakmayıp, bozmak ve kirletmek maksadıyla elini içine sokup karıştırmak.


Mazı: meşe ağacının yuvarlak meyvesi. Mazıların iri olanına "tokalak" denir.


Mertek: Orta direk veya tahta,ağaç tavan.


Mıır mıır: Hafif şekilde kımıldama.


Mırık: Su yüzeyinde biriken çer çöp parçası: Cıvımak.


Mılç:cıvık


mahi : l.Balık. 2. Yok edici, yok eden.


mazhar : Bir yerin göründüğü,çıktığı yer.


melul : Usanmış,bıkmış,bezmiş.


namtı : Bıçak (iyi kesmeyen, kör bıçak)






Navtıyon: Ne yapıyorsun










----------O-Ö------






Öteaçe: Öbür geçe.Öbür taraf.


Ohlucan: Oksijen (bir tür ilaç)


Örtme: Evin ön tarafı, balkon.


onçü: birinci


od : Ateş


orak : Ekin biçmekte kullanılan yarım çember biçiminde yassı ,ensiz ve


Keskin bir metal ,buna bağlı bir saptan oluşan ekin biçme aracı.


osanmak : usanmak


oğrun: Gizlice kaçmak, görünmemek.


öteberi : Türlü,önemsiz, ufak, tefek şeyler.


Ögraaç: Saçta ekmek çevirmek için kullanılan bir tür yassı uzun değnek.










------p----






Pamıcaklanmak:küflenmek.


Püçük: Buzağı


Portma: Evin içinde bulunan ve ahıra inilen delik. Portma deliği.


pürcüklü: Havuc


Paal : Isi agirdan alan, isi yavas yapan


Paf: Akciğer


Pörtlenmek: yuvasından dışarıya çıkacak gibi olmak.










-----S-Ş---






Şavkı: Işığın yansıması.


Saarmek: Koşmak ya da bir damarın atması bunun atarken görülmes, hareket etmesi.


Şıpır şıpır: Güzel güzel iş yapmak.


Şıkırdım: Orta oyunu.


Sümüye: rastgele yapmak


Söykenmek: yaslanmak


Şap: eşarp


sıykıl: düz


sehen: tabak


siğmek: Sızmak


Sığlık :ahır


Sünbül: merdiven


Sümkürmek: tınsırmak, hapşururken burnu akmak.


sayrı: Hasta olmak, hastalık durumu.


savran:Savuran(U düsmüstür) sıyrık:kötü


Sındı:makas


Sımkırmak: Küsüp bir köşede ağlamak


Siyeç: Evin çevresindeki çit


Siyeç : Ekinleri hayvanlardan korumak maksadıyla, tarla kenarlarına, genellikle dikenli çalılardan yapılan korunak


Soyputmak: Sıyırmak.


Söbe, şobe: Saklambaç oyunuç


Sömelek: Kundak.


Sömek: Mısır koçanı


Sumsak : yumruk.






-----T---






Tavlı: Kilolu.


Tamaşa: Seyretmek.


Tiu: Ohoooo!


Tüdelek: Küçük küçük yuvarlak şekil


Tombalak keş dönMEK: Takla atmak.


Tomus: Yaz günü


Tokama: Ayak tabanıyla vurulan tekme


Tinsirmek: hapşırmak


Taa. Duvarın içine raf olarak kullanılan oyuk Tengişlek: yuvarlak


Tummak: Dalmak


tarhana : İçine süt veya yoğurttan yapılan, yoğurt katılan bulgurdan veya


mayalanmış ve kurutulmuş,ufalanmış hamurdan yapılan çorba


malzemesi. .


tergememek : Bırakmamak,ayrılmamak.


tiyek :Üzümü yetiştirilen asmalarda her biri










------U-Ü----


ummaç:Ezmek. Parça paraç olması bir şeyin.










-----V—--Y---Z----






yörep: yokuş


Yağlık: mendil


Yönperi: çapraz


yekindirmek : Kaldırmak,uzatmak.


yiğni: Hafif.


yırak : Uzak,ırak


Yaldamak: Kandırmak.


Yavıncımak: Yalvarmak


Yumak : 1- Yıkamak. 2- İplik çilesi. 3- Bir ekmek yapacak büyüklükte hamur.


yıkamak için kullandıkları, cay, çeşme ve dere kenarındaki sapa yer.


Yunak: Eskiden insanların kendilerini, elbiselerini ve ev eşyalarını Yunakta üstünde çamaşırların tokaçlanmasına yarayan iri taslar ve çamaşırların kazanda kaynatılmasına yarayan ocak yerleri bulunur


Zembil: Genelde söğüt dalından örülü sepetin büyüğü (iri sepet).


Ziv ziv: köşe bucak.


Zom: Büyük ağaç gövdesi


Zoymantı : Kalın agaç gövdesi. 2) İri yarı


Zımara: Cehennem, zımaranın dibi: Cehennemin dibi.


Zembil: sepet


_____________________________________________










NOT: Savran Köyü'nde kullanılan sözcükler aklımıza geldikçe ekleme yapacağız... Siz de aklınıza geldikçe bize yazın ekleyelim.






1 yorum:

  1. Arkadaşlar Yorum Yapmak İçin Yorumlama Biçimini Anonim i Seçip Yapın, İsim Yazmak İsterseniz Yorumunuzun Başına İsmini Ekleyebilirsiniz...

    YanıtlaSil

Fm


Kardelen FM 'de Şu An